13 Ocak 2014 Pazartesi



Tanrı ve Şeytan 7 gün süren bir mücadeleye girerler.
Daha doğrusu, birilerini görevlendirirler bunun için.
Kim galip gelirse, bundan sonra o dünyada hakim olacaktır. 
Ama hesap öyle olmaz.

Her şey bambaşka gelişir…


"Yedi gün boyunca, en iyi ajanımız olarak kabul ettiğimiz kişiyi insanların arasına göndereceğiz. 
İnsanlığı daha fazla iyiliğe ya da kötülüğe yönlendirmeyi başarabilen kendi tarafına zafer getirecektir." 

"El yazmasını, Tanrı ve Şeytan kendi elleriyle imzalamışlardı."

"İnanılmaz biçimde iyi bir şey yapmanız gerekseydi, dünyanın akışını değiştirecek bir şey, ne yapmayı seçerdiniz?"
Dünyada açlığı ortadan kaldırırım derdim, bütün hastalıkların kökünü kazırdım, kim olursa olsun kimsenin bir çocuğun haysiyetine zarar vermesine izin vermezdim. 
Tüm dinleri barıştırırdım, yeryüzüne büyük bir hoşgörü tohumu serperdim, tüm yoksullukları da ortadan kaldırırdım sanıyorum. Evet, tüm bunları yapardım. Eğer ben Tanrı olsaydım…"

"Peki O'nun bunu niçin yapmadığını hiç kendinize sordunuz mu?"

İyilik sonsuz sayıda ufak tefek özen ve ihtimam dan oluşur. Bunlar uç uca eklendiğinde sonunda belki de bir gün dünyayı değiştirecektir. Rastgele birilerine sor bakalım, insanlığın gidişatını iyiye döndürmüş beş kişi saysınlar sana. Bilmiyorum örneğin ilk demokrat, antibiyotiği keşfeden ya da barışı sağlayan biri… Ne kadar tuhaf gelse de, pek az insan onların adını söyleyebilir, ama hiç tereddütsüz beş diktatör adı sayabilirler."

"Pekiyi iyilik yapmak için en iyiyi gerçekleştirmek için ne yapardınız?"
"Yanımdaki herkese bütün olasılıklara dair ümit verirdim. Biraz önce harika bir şey keşfettin, farkına bile varmadan…" 
"Benim durduğum kemerin önünden geçerken bana gülümsedin. Ardından, sık sık buraya yemek yemeye gelen o dedektif arabayla geçti, Suratından hiç eksik etmediği somurtkan haliyle bana baktı. Bakışlarımız karşılaştı. Ben ona senin gülümsemeni aktardım. sonra da onu ayrılırken gördüm.  Dudaklarında senin gülümsemen vardı. O halde, birazcık ümitle o da göreceği kadın ya da erkeğe bu gülümsemeyi iletecek. Ne yaptığını anlayabiliyor musun? Kötü olma ihtimaline karşı bir tür aşı buldun sen. Herkes böyle yapsa, günde yalnız bir kez, sadece gülümsese, yeryüzünde dolaşacak mutluluğun bulaşıcılığını hayal edebiliyor musun? İşte o zaman bahsi kazanmış olursun."

"küçük pislikböceğinin üzüntülü olduğu hiç görülmez, buradadır ve bir sabah yok olur, nasıl olduğu anlaşılmaz." 

"Kelebeğin kanat çırpışı teorisi buna denir. Asya'da kanat çırpan bir kelebeğin havanın yerini değiştirdiği, bunun da yankılana yankılana, Florida sahillerini talan eden bir siklon halini alabileceği varsayılır."

"Aşk bir umut parçasıdır, dünyanın sürekli olarak yenilenmesidir, vaat edilmiş toprağa götüren yoldur. İnsanlığın zekayı yaratması için farklılığı yarattım. Homojen bir dünya korkunç sıkıcı olurdu. Hem ölüm, sevmeyi ve sevilmeyi bilen erkek ya da kadın için yaşamın bir anıdır yalnızca." 

"ilk izlenimin iyi olması için asla ikinci şansı olamaz insanın!"

"Gün boyu iyi niye vaaz ediyorsunuz, ama edimden yoksun kalırsa içilen antlar bir işe yaramaz. Beni yargılama, benzerinizim, diğer yarınızım." 

"Berlin Duvarı'nın yıkıldığı gün, erkekler ve kadınlar sokaklarının birbirine benzediğini keşfettiler. Her iki tarafta da , sokaklar evlerle çevriliydi, yollarda arabalar dolaşıyordu, gecelerini sokak lambaları aydınlatıyordu. Mutluluklar ve mutsuzluklar aynı değildi, ama Batı'nın çocukları da Doğununkiler gibi fark ettiler ki, karşıt olan şey kendilerine anlatılmış olana benzemiyordu."

"Seni tanımadan önce yeryüzündeki gerçek mutluluğun yalnızca kitaplarda olduğuna inanıyordum, ama bir gün sen bana, en kötümüzün bile daima bir yerlerde saklı kanatları olduğunu söyledin, onu mahkum etmek yerine bu kanatları açmasına yardım etmeli dedin." 

"Mutluluğu ıskalama, insan mutluluğun altından geçmelidir."

"İmkansızlıkların arasında daima gizli bir isyancı bulunur."

"Senin tek bir anın tüm sonsuzluğa değer." 

"Tamamen kusursuz ya da tamamen kusurlu bir dünya olsaydı sıkılırdık, unutalım bunu!" 

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...