Ülkü, kurtuluş savaşında babasını kaybetmiş, Selim’in babası ise savaş sonunda Osmanlı padişahlarıyla beraber ülke dışına çıkmak zorunda kalmış. İki ayrı uç. Biri Mustafa Kemal aşığı, öbürü Osmanlı saltanatının yıkımından sorumlu tuttuğu bu adamın en azılı düşmanı… Aşkın da sebep olduğu bir güçle, önyargılar kırılıyor, katılıklar yumuşuyor, iki taraf birbirini anlamaya başlıyor.
Tarihi bilgiler ve belgelerle, akıcı bir kurguyu buluşturmuş Azra Kohen… Bir solukta okunuyor.
"Sadece bir zerre olduğunu unutmadan, hayatla savaşmayı bırak ve yaşama sahip çık."
Ve asla unutma, biz zaferden değil, seferden sorumluyuz.
Tükenme oğlum. Sahte olan her şeyden uzak dur, özellikle de insansılardan. Seni birilerine dönüştürmelerine izin verme! Kendini seç
Geldiği yeri bilmeyen, gitmesi gereken yeri de bilemez ve bilinmezlik içinde kaybolmuş biri, insan olamaz.
Bilmeyenlerin arasında bilen olmak en büyük lanetti.
Teknolojiyi geliştirenler, insanlığın nasıl şekilleneceğine karar verir.
Çünkü merakları ortak olan varlıklar bir gün birbirlerini mutlaka bulurlar.
Birini görmek, adını bilmek, selamını almak değildi ki tanışmak. Birbirimize bulaştırdığımız düşünceler, fikirler, duygular olmadan nasıl tanışıklık olsundu...
Gerçek tanışma fikrin hissini karşıdakine bulaştırmak değil miydi?