
' ....Fazla mesailerin yorgunluğu ve akşamları ayakkabılarını ayağından çıkartmanın verdiği o tatlı rahatlama hissi. Bütün bunların sonunda Helen kendini tükenmiş ama aynı zamanda arınmış hisseder, gözü iki asprin, sıcak bir banyo, hafif bir akşam yemeği ve yatak dışında hiçbir şeyi görmezdi. İş sevgisinin özü buydu. bu sayede evliliğin ve anne olmanın getirdiği baskılara karşı korunuyordu. Sık sık söylediği gibi bu olmasa aklını oynatırdı.'
'... Her seferinde, kadını taksiye bindirip de Merkez İstasyona doğru yürürken evli bir adamın standart hayalini böylesine mükemmel bir biçimde gerçekleştirdiği için kendi kendine yüksek sesle gülme ihtiyacı duyardı. Gürültü, patırtı olmadan her şeyi başkasının adına kayıtlı dağınık bir odada bırakarak yürüyüp gitmek ve on-onyedi trenine yetişmek..."
Bitti-16 Temmuz
Bir kadın, kocasının sırf kendi hırslarına ve çıkarlarına uygun düştüğü için kendini "hayati bir karar" alırken manipule ettiğini anlarsa, bir adam aldattığını itiraf ettiğinde karısının hiç umrunda olmadığını hissederse nerelere varmıştır bir evlilik? İnsanlar neler hisseder? Çok güzel yakalanmış noktalar, tespitler ve hisler var. Final de sürpriz!