29 Temmuz 2009 Çarşamba

Pasaklı Tanrıça

Ne kadar hafif görünüyor değil mi? Zaten kategori olarak öyle.
Amma velakin özünde alınacak dersler var.
İşkolik genç bir avukat kadın... Ömrünü şirketin ortağı olabilmeye adamış, tek ideali o. Hatta tüm hayatı o. Gece gündüz çalışıyor.
Bir gün geliyor. Bir hata yapıyor. Normalde hiç yapmayacağı bir hata. Küçük bir unutkanlık. Ve o her şeyi olan iş tuzla buz oluyor. Elinde ne kalıyor? Ya da yeni dünyası neler vaat ediyor, göreceğiz.
"Hayatının hatasını yapmak diye bir şey yok. Hayat zaten gayet esnek bir şey."

16 Temmuz 2009 Perşembe

Çalışmanın mutluluğu ve sıkıntısı

1 numaralı hayranıyım kendisinin. Sayın Alain de Botton :) Tüm kitaplarını okudum bu blogdan önce, beni hiç hayalkırıklığına uğratmadı. Yine uğratmayacak eminim, fikirlerimi okudukça ekleyeceğim. Lakin şimdiden söyleyeyim modern çalışma hayatının geçmişte kölelere reva görülen sistemden çok da farklı olmadığından bahsediliyor sanırım kitapta, ve o modern işyerlerini gezerken, bizi çalışma yaşamlarımız hakkında düşünmeye sevkediyor arka kapakta söylendiğine göre...


"...sarı yüzgeçli ton balıklarından bir sürü, doğudan yaklaşıyor. Bu talihsiz yaratıkların yüzme keseleri olmadığından hiç durmadan ilerlemekten başka seçenekleri yoktur, duramaz ve akıntılarda dinlenemezler. Yoksa okyanusun dibine çöküp ölürler ve bu durum onları, harcadıkları sürekli çabadan ötürü insanlar için daha çekici kılmaktan başka bir işe yaramaz, çünkü etlerinin daha kaslı ve dolayısıyla da benzersiz bir şekilde lezzetli olmasının nedeni, kuyruklarının yaşam boyunca hep iki yana hareket etmesidir."

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...