20 Kasım 2012 Salı

Kalbimi kıran 5 adam

"Yazma kurslarında en kötü aşağılanma "Burada hiç kan yok"tu. Bu yeterince derine inmemişsin, sahte değil ama çok yüzeysel demekti. "

"Eski sevgililerin birbirini bir kez görmesi tekrar görüşmek demekti. İkinci kez görmesi ise belayı aramak."

"Kiminle evlendiğin her şeyi değiştiriyor."

"Geriye bakmayın geçmiş sizi öldürebilir."

"Dürüstlüğün sorunu buydu, sonu yoktu. Her zaman daha ileri gitmek istiyordun."

"Annemin mutfağında aileme 46 yıllık mutluluklarının sırrını sordum. Bu bir zar oyunu dedi babam. Şanslıydık."

"Aşkın seni mutlu etmesi gerekmez. Sen kendini mutlu et. Bir eş sana hayat vermez, sahip olduklarını çoğaltır."



5 Ekim 2012 Cuma

AS MAÇA


Çok küçük yaşlarda tanışmış, ömür boyu birbirlerinin sağ kolu olmuş 
4 arkadaşın hikayesi...

Kimi kez güldüm, kimi kez ağladım.

Annesinin 'benim küçük mucizem' diye sevdiği Selim'in yaşadıklarına...

3 Eylül 2012 Pazartesi

Bedenle zihni dengelemek


"Bedenini dinle, bedenini izle. Beyin aptaldır, beden akıllıdır. Eğer bedenin derinlerine inersen o derinlikte ruhunu bulursun. Ruh bedenin derinliklerinde saklıdır."

"Ta en başından bir çocuk politikayı öğrenir. Politika şudur, mutsuz görün, sonra sempati kazan, sonra herkes sana ilgi göstersin. Hasta görün, önemli olursun.
Hasta bir çocuk diktatörleşir, tüm aile onu izlemek zorundadır. o ne derse kanun sayılır."
 
"Mutlu olduğunda neşeli olduğunda coşkulu olduğunda herkes seni kıskanır."
 
"Gülerken insanlara bak. Belli oranda gülerler, senin tolerans göstereceğin kadar, tuhaf kaçmayacak kadar, kimsenin kıskanmayacağı kadar."
 
"Mutsuzsan kimse deli olduğunu düşünmez. Coşku içinde dans ediyorsan herkes delirmiş olduğunu düşünür. Kıskançlık yüzünden onu yargılıyoruz."
 
"Kıskançlık yüzünden onu eski haline getirmek için her yolu deneriz. Bu eski haline normallik adını veririz. Psikoanalistler yardımcı olur, psikiyatristler de o insanın normal mutsuzluğuna kavuşmasına yardım eder." 
 
"Coşku en büyük devrimdir. Eğer insanlar coşkulu olursa tüm toplum değişmek zorunda kalacak, çünkü bu toplum mutsuzluk üzerine kurulu."
 
"İNSANLAR MUTLUYSA SAVAŞA SÜRÜKLEYEMEZSİN"
 
"MUtlu olan birisi sadece gülümseyecek ve bu tamamen saçmalık diyecektir."

"MUtsuzluk bu toplum için büyük bir yatırım. Çocukları da bu şekilde yetiştiriyoruz."

"Uyanık ol! Mutsuz olmayı seçtiğin her an şunu hatırla, bu senin seçimin. Bu farkındalık bile yardımcı olacaktır."

"Ve bunun senin seçimin olduğunu fark ettiğinde her şey bir oyuna dönüşür. O zaman mutsuz olmaya bayılıyorsan, mutsuz ol, ama unutma ki bu senin seçimin ve şikayet etme!"

"Varoluşun tersine gitme, onunla beraber yol al."

"Her nehir, denize akar, o yüzden kutsal bir nehirde olup olmadığın konusunda endişelenmene gerek yok."

"Bedeninle savaşma veya doğayla veya başka bir şeylerle böylece daha huzurlu ve dingin, sakin ve kendine hakim olabilirsin."

"Yaşam ufacık şeylerden oluşuyor. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın."

"Yaşam sevdiğin birine yemek hazırlamaktır, kendine yemek hazırlamaktır, çünkü kendi bedenini de seviyorsun, elbiselerini yıkamak, yerleri silmek, bitkileri sulamaktır. 
yaşam işte bu ufak şeyler, ufacık şeyler."

"Yaşamına saygı göster. Bu saygı sayesinde başkalarının yaşamına da saygı göstereceksin."

"YAşamla temas halinde olmanın, yaşamın gerisinde kalmamanın tek yolu suçlulukla dolu olmayan bir kalbin olmasıdır, masum kalp."

"Kendi başına karar vermeye başlayınca bir canlılık doğar. Karar vermek demek risk almak demektir. Karar vermek demek hata yapıyor olabilirsin demektir."

"Normalde beyin her zaman acıyı fark eder, mutluluğu etmez. Başın ağrırsa farkına varırsın. Başın ağrımadığında başının iyi olduğunun ƒarkına varmazsın."
"Unutma öfke iki kaynaktan boşaltılır :dişler ve parmaklar. Tüm hayvanlar öfkelendiklerinde dişleriyle ısırır, elleriyle saldırırlar."
 
"Unutma içten gelerek ağlayıp gözyaşı dökmezsen, gülemezsin de, çünkü bu diğer uçtur. Gülebilen insanlar, ağlayabilir de, ağlayamayan insanlar ise gülemez. "
 
 


29 Haziran 2012 Cuma

SEN ve BEN

"Ne pofuduk  koltuğun ne bilgisayarın ne de başka bir şey. Bunları kaybetmeyi göze almadığın sürece asla gerçek seni yaşayamayacaksın."

"Gittikçe kendi yarattıklarımızın altında ezilmeye başladık."

"Beyninde boşalmıyorsan kaybettiğin şey kaloriden başka bir şey değil."

"Hepimiz boşluğu bir şeylerle tıkamaya bizi boğan sesi duymamaya çalıştığımız için mutsuzluklara 
mutsuzluk katıyor, dünyayı kirletiyoruz. Bazen sekste bazen uyuşturucuda bazen çılgınca para harcamakta , bazen işkolik olmakla benlik arıyoruz." 

"Önce yalnız olduğunu anlayarak ve kabul ederek başlayacaksın. Sakın bunu karamsar bir yaklaşım olarak alma.Bunu kendinle barışık olma hali, güçlü olma hali olarak gör. Sen teksin. Bazen arkadaşlarının arasında bazen ailenin yanında bu yalnızlığınla yüzleştiğinde kızma, üzülme, farklı anlamlar yükleme."

"Bir kadın bir erkeğin kendisine ilgi gösterdiğini, hoşlandığını arzuladığını neredeyse ilk anda anlamaktadır. Sonra erkeğin her türlü taktiği çekinlikleri en kaba tabiriyle tabak gibi ortada durmaktadır. Kadın niyeti bilmektedir." 

Kadın erkeğin kendi oyununu oynamasına izin verir."


"Ömrümüzden bir gün daha geldi geçti
Derede akan su, ovada esen yel gibi
İki gün var ki dünyada, bence ha var ha yok
Daha gelmemiş gün bir , geçmiş gün iki
Ömer Hayyam"

"Bugüne iyi bak!
Çünkü o hayattır.
Bu kısa yolda varlığın bütün çeşitleri ve deneyimleri yatar.
Büyümenin sevinci 
Eylemin şanı
Güzelliğin nuru
Dün bir anı olsa da 
Yarın sadece bir hayaldir.
Ama bugün iyi yaşamak
Her geçen günü mutlu bir anı yapar.
Ve her yarını umudun görüntüsü.
BU yüzden bugüne iyi bak.
Kadim Sanskrit şiiri"

"Dün bir rüya, yarınsa bir hayaldir.
Rüyayı mutlu,
Hayali umutlu yapan bugündür.
Bugüne iyi bak.
Halil Cibran"

"En büyük hata ilişkilere vereceklerimizi değil, alacaklarımızı düşünerek başlamak."

"Seven bir kadını bağlanmış bir kadını elde etmek, deveye hendek atlatmaktan daha zor.
Kadın radarlarını kapatırken erkeğin radarları hep açık."

"Her zaman bir şeyler satmak zorunda değilsin. Kendine gerçekten güveniyorsan, birikimlerine inanıyorsan, bir kişiliğinin olduğunun farkındaysan bu kalıplardan sıyrılıyorsun. Ortamına ayak uyduruyorsun. Köye gittiğinde sırıtmıyorsun. Resepsiyonda da sırıtmıyorsun."

"Sende ne varsa o yansır.Bunu yaz bir yere."

"İnsanız. Nefret edeceksin, hıçkıra hıçkıra ağlayacaksın, kırıp dökmek isteyeceksin. Her şeyden vazgeçeceksin, kıskanacaksın, aldatacaksın, yalan söyleyeceksin, üzecek, üzüleceksin. Hepsi var, hepsi var olacak. Sen yaşadıkça ben yaşadıkça. Bu duygularımı yok sayamam, yokmuş gibi davranamam."

 

22 Mayıs 2012 Salı

Uyumsuz Defne Kaman'ın Maceraları/SU

"Zaten annelik asla pes etmemektir."

"Son ağaç öldüğünde son ırmak zehirlendiğinde ve son balık tutulduğunda parayı yiyemeyeceğimizi anlayacağız."
Kızılderili sözü

"Eski Türk masallarında uzak çok uzak diyarlarda ailesini soğuktan korumak için ağaç kesmek zorunda kalan eski Türk, önce ağaçtan özür dilermiş. Ağaca ihtiyacından daha fazlasını kesmeyeceğine, bundan böyle yediği her yemişin çekirdiğini, tohumunu aynı yerlerde toprağa gömeceğine söz vererek ağacın canına ve onu yaratan güçlere dua edermiş. Yine aynı masal veya efsanelerde hayatta kalmak için bir hayvan avlanmak zorunda kalan eski Türk, hayvanı öldürmeden önce gözlerine bakarak ondan özür diler, ihtiyacından fazlasını öldürmeyeceğini, yiyemediği eti diğer hayvanlara vereceğine söz verirmiş."

"midemiz ve cebimiz şiştikçe vicdanımız ve dünyamız fakirleşiyor."

"Tabiattaki bütün canlara eşitlikle saygı duyan, tokgözlü, vakur ve cesur o insanlardan, bugün Anadolu'nun yaşayan bütün halklarına karışan şimdiki Türkiyeliler nasıl oldu da zekayı kurnazlıkla, vicdanı cüzdanla gururu açgözlülükle karıştıran insanlara dönüştüler?"
"Ruhu yorulanın şifası su sesidir."
"İnsanlar kendilerinden farklı, hızlı ve yetenekli olanlardan korkar, korkunca da bağırır ve çağırırlar, bu sözüm kulağına küpedir, hiç çıkarma!"
"İşini sevmeden yapanlarının başkalarına para, zaman ve emeğini nasıl harcadıklarına bir kez daha kızdı, küfretti."
"Dünya aradığını çok isteyenin bulmak, az isteyenin şikayet etmek, hiç istemeyininse seyretmek için zaman harcadığı bir gezegen değil mi?"
"Bir kere size göre neyin doğru olduğuna karar verdiğinizde sizi üzemezler. Bir şeye karar verene
kadar bütün yanlışlardan geçip ayakta kalabilmek işin en zor yanıdır."
" Uyum ile uyumsuzluk, gezegenimizin üzerinde durduğu tahterevallinin iki ucundaki ağırlığın adıdır."
"Hayattaki tek mucize gençken iyi bir öğretmene rastlamaktır.-"-
"Bilgini Mutluluk için Kullan."
"Bildiğin şeyi onu öğrenince mutsuz olacak insanlardan bir sır olarak saklamak."
"Daima dikkat çekmeye çalışmanın her ne pahasına olursa olsun hep gündemde kalmaya didinmenin bir özgüven eksikliği hastalığı olduğunu ve bu hastaları besleyen birileri olmadan hastalığın kendi başına başlayıp devam etmediğini yıllar sonra öğrendim."
"Evet Aysu çocukken annemin ilk bakışta kızını yücelterek özgüvenini artırıyormuş görünen ama aslında tehlikeli daima önde olmalısın baskısına karşı koyamazdı."
"Dünya merak edilecek binlerce mucizeyle doluydu ve eğer acele etmezsem öğrenmek istediklerimin çok az kısmı hayatıma sığacaktı."
"Merak zeka belirtisidir."
"Gurur kontrol edilmezse insanın en büyük günahı kibre döner."
 "Çocukken karşımıza çıkan hoşgörüsüz, katı, mutsuz rol modellerinin hayatımızı ne fena kararttığını çoğumuz iyi bilir. Çünkü bizler, hayal kurmanın aşağılandığı ve/ya tehlikeli sayıldığı bir kültürün çocuklarıyız."
"Yaşam demişti biri, düşünenler için bir komedi, hissedenler için bir tragedyadır."
"Arzulanan vatandaş tipi, çoğunluğun düşünce ve inancına bağlı olmaya indirgendi.Ah çoğunluk!"
"... Zaten birine taktıklarında mutlaka başına iş getiriyorlar, merak etme sen"
"Herkes kendisinin inancının, töresinin en üstün ve en iyisi olduğuna ölümüne iddialı."
"Hızır zordan kurtardığı hiçbir insanı inananlar ve inanmayanlar olarak ayırmaz. Onun tek mihengi kalptir."
"Basiretin bağlanması böyle bir şeydir evladım: Hem ortada apaçık duran varlık ve gerçekleri hem de kendi içindeki değerlerini göremez, gözden kaçırırsın."
"O karabiber gibiydi. Acısı ve kokusu güzel, hayata kattığı lezzet bir kez keşfedildikten sonra aranıp özlenen bir biber."
"Zorbalar belki insanlara kendi hikayelerini adlarını unutturur ama insanın kökünü silip yok edemez."
"Hem erkekler de dahil, bütün insanlık zekasını anneden alır, sonunda genetikçiler de ispatladı bunu."
"İnsan kendini aynada görmek istemeyecek kadar üzgün olunca yüzü onu terkeder ve bazen yıllarca geri dönmez."
"Tıpkı iyi kalpli görünenin içinde kötülük planları yapabilmesi, kalabalıklar içinde yaşayan birinin içinden yalnız hissedebilmesi ,çok gösterişlinin içi boş, kendisiyle alay edebilenin içinde zekasını saklaması gibi.Her şey kendi zıddını içinde taşıyor."
"Su, toprak, hava ve ateşin kızı insana kan , nefes, can olarak hayat veren ruhun üç sayısıyla bereketli ilişkisini anlattı. Üç vakit, üç zaman düğümlerin çözüleceği gündür."

"Safın ana dilinde yüzyıllarca katıksız anlamına geldiğinde unutup şimdi onu yalnız salak anlamında kullanan milletlerin mutluluğu, saflığını tamamen yitirmişti."

"Gerçek bilgelik deliliktir. Bilgelik ne pahalı arabasını satıp tüketim manyaklığına tövbe etmekle, ne de sufi filozoflara güzellemeler yazarak elde edilecek kadar hızlı-kolay-hazır paket bir erdemdir.
Bilgelik, gerçeğe cesaretle ve samimiyetle ilerlemeye gönül koyanın uzun yolculuğunun sonunda avcuna dolan ışıktır, nurdur. Bilgelik öyle keskin bir ışıktır ki, bilgenin gözlerini yakar. Bilge kendinin bilge olduğu bilmez, bilse unutur, hatırlamaz herhalde."



7 Mayıs 2012 Pazartesi

Mim


1.Ne sıklıkla kitap okursunuz?
Her zaman elimde okumakta olduğum bir kitap vardır, bazen çok daha çabuk biter,
bazen elimde oyalanır. 
Çantamda, masamda hep kitap vardır, kitabımı unuttum diye eve geri döndüğümü bilirim.

2. En sevdiğiniz yazarlar?
Alain de Botton, Paul Auster, Ece Temelkuran,
Buket Uzuner........

3. En sevdiğiniz kitap?
UF, çok zor yanıt veremeyeceğim.

4. Yerli/yabancı daha çok hangi yazarları tercih edersin?
Zaman zaman her ikisinden de ruhuma dokunan yazarlar olmuştur.

5. En beğendiğin kitap serisi? 
Bilemedim...

6.Daha çok hangi tarzda okumaktan hoşlanırsın?
Roman, deneme, kişisel gelişim

7. En son hangi kitabı okudun? 
OSHO-EGO
 
8.
Buket Uzuner, Uyumsuz Defne Kaman'ın maceraları
SU
 
9.Kitap bloglarını yeterli buluyor musunuz?
Ne kadarını izlediğimi bilmiyorum, 
ben bu bloga kendi okuduklarım buhar olup, gitmesin, 
beğendim yerler kayda geçsin diye tutmaya başladım.
Yani yeterli gelip gelmemesi konusunda bir kaygım yok, kendi adıma
 
10. Kitap okumak size ne ifade ediyor?
Garip bir denge, hem bulunduğunuz ortamdan uzaklaşabiliyor, hem de şimdide kalabiliyorsunuz.
Kitap bir bağımlılık, okumaya alışınca, okumadığın zamanlar rahatsızlık duyuyorsun.
 
Bütün kitapseverlere gitsin benden de bu mim. 
 

25 Nisan 2012 Çarşamba

EGO



"Ego senin gerçek özünün tam tersidir. Ego sen değilsin. Ego toplumun yaratmış olduğu
 ve senin bu sayede oyuncakla oynamaya devam edebildiğin  ve asla gerçek şeyi sormadığın bir kandırmacadır."

"Ölüm gelir ve senin isminin, senin şanının tüm kurmacasını yok eder."

"Ne kadar rafine bir kişiliğin varsa, o sana o kadar çok tutunur."


"Bu bastırılmış sendir, içgüdüsel sen, bilinçsiz sen. Bu toplumun izin vermediği şeydir."

"O sadece rüyalarında gelir, o sadece metaforlarda gelir, o sadece sarhoş olduğunda gelir. O sadece artık kontrolünü yitirdiğinde gelir."

" Tanrı birinci el insanları sever. Orijinal ol, kendine özgü ol, birey ol, kendin ol."

"Kendin olmak dünyadaki en zengin şeydir."

"İdealler imkansızdır. Bu yüzden onlar ideallerdir."

"Bir ideal olduğunda değil, şimdi ve burada olduğun zaman sen idealsindir."

" Sıcak bir nefret, soğuk bir sevgiden çok daha iyidir."
"Biz öfkeyi insan olmanın bir parçası olarak, zıtlıklar oyununun bir parçası olarak kabul edebilirsek dünya çok daha iyi olacaktır. Doğu'ya Batı olmadan sahip olamazsın, gündüz olmadan geceye sahip olamazsın ve kış olmadan yaza sahip olamazsın."

"Kalp coşkuyla çarptığı zaman zengindir."

"Ego kendin için bir şekilde ve başkaları için başka bir şekilde düşünmeyle yaratılan bir yanılsamadır. Bir çifte standarttır. Eğer çifte standardı bırakabilirsen ego kendiliğinden ölür."

"Kıyaslama çatışma yaratır.  Kıyaslama hırs yaratır.  Kıyaslama taklit yaratır."

"Kimlik tüm esaretin temelidir."

"Dünyadaki tüm diktatörler, bize ne yapmamazı söylemesi için başka birisini istememiz nedeniyle bizim tarafımızdan yaratılır. Ne yapman gerektiği başkası tarafından söylendiğinde o doğru ya da yanlış da olsa senin hiç bir sorumluluğun olmaz. Sen sorumluluktan özgürsün. Onun hakkında düşünmek zorunda değilsin.
Tüm sorumluluk bir şey yapmak için direktif veren kişiye gider. "

"Problemler sana yardımcı olur. Çözülecek bazı problemler var, nasıl içeri doğru gitmeli?
İnsanlar bana gelir ve içimize doğru gitmek istiyoruz ama problemler var derler. Onlar problemleri olduğu için içeri gidemediklerini zannederler. Gerçek durum ise tam tersidir. Onlar içeri yönelmek istemedikleri için problemleri yaratıyorlar."

"Modern zihin aşırı yüklenmiştir ve özümsenmeden kalan şeyler nevroz yaratır.
Öğrenmemek nevroz yaratır.
Nevroz dengesiz bir zihin halidir.
Çok fazla etkinlik ve hiç eylemsizlik yok, çok fazla erkeksi olmak ve dişilik yok, 
çok fazla yang ve çok az ying. Ve sen yüzde elli elli olmalısın."

"Bir sorun doğru şekilde anlaşıldığında çözülür çünkü bir sorun anlayış sahibi olmayan zihin aracılığıyla ortaya çıkar. 

"Meditasyonun anlamı tek bir sözcükle zihni izlemektir, zihne tanık olmaktır. 
Şayet zihne tanık olabilirsen, sadece sessizce ona bakabilirsen, hiç düzeltmeden, hiç onaylamadan, hiç kötülemeden, hiç olumlu ya da olumsuz yargılamadan, sanki hiç onunla alakan yokmuş gibi basitçe bakman... O zihnin içinde akıp giden bir trafikten ibarettir. Kenarda dur ve izle. Ve meditasyonun mucizesi sadece onu izleyerek yavaş yavaş ortadan kaybolmasıdır."

Kalp senin dostundur, kafa senin düşmanındır.

"Meditasyon basitçe farkındalık demektir."

"SENİ MUTLU YAPAN ŞEY İYİDİR."


18 Mart 2012 Pazar

Bir odadan bir odaya


Yılmaz Güney'in kızı olmak sanıldığı gibi büyülü bir şey olmayabilir.
Yılmaz Güney olmak başkadır, baba olmak başka...
Yılmaz Güney, davasının yoğunluğunda epey bir yaralamış kızını kitaptan öğrendiğimiz.
Rollerin insan yaşamında, herkes için nasıl da farklı etkiler yarattığını,
bir kız çocuğunun yaşamında babanın önemini zaman zaman iç burkan bir tarzla veriyor kitap.

"Hakikat bir aldanıştır, aslolan yaşanmışlıktır."

"Hocanın suratına haykırmak istiyorum. Benim yaşadıklarımı biliyor mu acaba? babanın nasıl biri olduğunu biliyor mu? Çektiğim acıdan hiç haberi var mı? Sinemada, gazetelerde gördüklerinden başka bir şey bildiği yok. Babanın gözünde bir hiç olduğumu, onun beni hiç umursamadığını biliyor mu?

"Kimsenin benimle sırf ben olduğum için ilgilenmeyeceği doğru."

"Yediğim tokat bana çok yardımcı oluyor. Artık ileride ne yapacağımı biliyorum.
Pedagog olacağım. Hayatta yapmak istediğim tek iş bu. Çocuklarla çalışacağım. Çocukken hissedilenleri hiç unutmayacağım. Sözüm söz." 
Böyle anlar o kadar ender ki..
İkimiz birlikte yürüyüşe çıkıyoruz. 
Büyüyünce ne olacağımı soruyor bana
Cevabım hazır: pedagog
Bana Lenin'i okumalısın diye karşılık veriyor.
Onun Lenin'inden de Max'ından da bıktım. Hayatta tek önemsediği o ikisi sadece.

Galiba baba büyük hayal kırıklığına uğruyor bütün bunlarla ilgilenmediğim için. ama böyle işte.
Bana hep şişko kızım veya aptal kızım diyor.
Bilerek tıkınmak diyorum, çünkü yiyecekleri yutma şeklimin normal olmadığını hissediyorum.
Tek yaptığım  bu: Elime ne geçerse tıkınmak.

"Bugece benimbabamla karşılaştım.
Bugece benimbabam benden af diledi.
Ben onu zaten kendi içimde çoktan affetmiştim."

"Birleşmek kendindeki ötekiyle kendini ve herkesi olduğu olabildiği gibi affedebilmek için."
Ancak şimdi kadın, eş, anne olarak bu hayatın bir parçası olarak insanın karmaşıklığını anlıyor, hissediyor, seziyorum.
Ne siyah var, ne beyaz, ne de gri.
Sadece gökkuşağı. 

Birgün mavinin huzuru, bir gün kırmızının öfkesi başka bir gün yeşilin bağlılığı, beyazın belirsizliği, grinin hızı, karanlıkların siyahı....

İçimde aşk var, acı var.
Onlarla birlikte yaşamayı öğrendim.
İçimdeki küçük kızın elini tutup 
onunla ilerliyorum bilinmeze doğru.
Ama güvenliyim 
Biliyorum artık 
Aşk oldukça yaşam da var. 
Bir odadan bir odaya geçtim. " 
 
"Bir ziyaret sırasında baba bana zaman ayırıyor. 

13 Mart 2012 Salı

Yavaşla!



"Yavaşlayın! BU hayattan bir defa geçeceksiniz."

"İnsan özne olduğu duygusuna ancak zamanın içinde yaşayarak, geçmişten bugüne hareket ederek ulaşır." 

"Günümüzün gençleri klavyelerin ucund ışık hızıyla seyahat ediyor ve fakat hiçbir yere ulaşamıyorlar.
Çok hızlı giderseniz içinizde olup bitenleri özümseyecek ve onu duyarlılığınızın bir parçası sayacak vaktiniz olmaz. Güzellik ancak onu durup temaşa edecek zamanınız varsa size bir şey söyler."

"Bir genç ancak konuşmak ve kendini ifade edebilmekle sağlıklı bir benlik duygusu geliştirir. 

"USUL ASİLDİR."

"Evlere ve okullara yavaşla tabelası asabiliriz."

"Telaş hayatı daha da yüzeysel kılar."

"Kendi tempomuzu içimizin seslerini dinleyerek bulabiliriz."

"Kendi ve sevdiklerimizin ömrünü güzelleştirmek için yarışmalı. Anın evlatları olmalı.Güzelliği ve iyiliği dile getirmeli , olmuyorsa susmalı."

"Hayat yolda olmak demektir."

"Şiddete en çok eğilimli insanlar ego tehditlerine en duyarlı insanlardır.  Özellikle de kendi değerli hakkında şişmiş, fazlasıyla uçmuş kanaatlere sahip olanlardır.

"KÖtülüğün bir diğer kaynağı idealizmdir. İnsanlar kendilerini iyiliğin mutlak savaşçıları, iyinin yegane temsilcisi saymaya başlamışlarsa hasım olarak gördükleri  insan ve gruplara her türlü kötülüğü yapabilme hakkını kendilerine verirler. Soylu hedefler uğruna saldırganlık ve şiddet kullanmayı meşrulaştırırlar. " 

"Kötülük aldığı ufak onaylarla önce küçük adımlar atıp sonra büsbütün kontrolden çıkabiliyor. Bir insana zarar vermek çoğu zaman insana kendisini kötü hissettiren bir durum. O halde kötülüğü işleyen kişi hemen kendisine bir bahane bir mazaret üretiyor. " 

"Anne babalarının tv karşısında uyuklamaktan yeterince sevgi veremediği bir kuşak bir kanser hücresi gibi hızla ülkeyi istila ediyor.
Onları hayata bağlayacak bir yöne ve anlam duygusu verecek şey birlikte yapacağımız konuşmayı zenginleştirmek, onlarla hikayeleri ve hayalleri paylaşmak olabilir. Çocuklarımıza hikaye anlatmalı onları hikayelerle emzirmeliyiz. Anlattığımız hiyakeyer onları anonim bir dünyada yurtsuz kalmaktan kurtaracaktır. Bir hikaye paylaşmak aynı hayallerle ısınmaktır. "

"Ancak layığınca sevilmiş çocuklar bıçağın kanatabileceğini, kötü bir sözün can yakabileceğini bilebilir. Kainatı, yurduğu, insanlarını sevebilen anne babalar çocuklarını hayatın seslerine açabilen anne babalar başkasını incitmenin bir insan için ne büyük bir zillet olduğunu anlatabilir."

"Yakın ilişkilerin oluşması zaman ve emek ister. Modern uygarlık eşyadan yana zengin, zamandan yana yoksul bireyler üretiyor."

"Kravinsky İnsan iyi bir şey yapmak istediğinde bunu hemen yapmalı çünkü bencillik duygusu hemen geri gelebilir." 

"Mutluluğun formülü çok açık :Bir sen, bir ben, bir de bebek. Yani sosyal bağ, insan ilişkisi.
Kendimi onda seyredeceğim bir yüz."

"Çocuğun cenneti gözleri şefkatle ışıldayan bir annedir."

"Çocuklar ancak sığınacak bir evleri ve onları saracak bir ana kucağı varsa varlıklarını hissedebilirler ve dünyadan bir şey isteyebilirler.
Çocuğun tutacak bir el aradığı gibi, o el de hep tutacağı çocuğu arar. Hayat bir tamamlanma arzusudur."

"Önyargıda ilk basamak gruplar oluşturmaktır. Biz ve onlar dediğimiz anda bizi kayırıp onları lanetleyeceğimiz bir iklim yaratmış oluruz. Kendi grubumuzu her şeye rağmen övülmeye, dışarıdaki grubu da yerilmeye layık buluruz."

"Bir kez kendimize öteki, bir düşman bulduk mu, sıra onu insanlıktan çıkarmaya sıra gelir."

"Bize çılgın Türkler gerekmiyor artık, bize aklı başında çalışkan, efendi, dinlemeyi ve konuşmayı bilen Türkler gerekiyor."

"Bu ülkenin en soylu insanları diğerlerinin acısını en çok içinde hissedenlerdir."

Book look

EST

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 4 gün boyunca bi yere kapanarak bi çeşit terapi gören bir grup konu ediliyor.
EST gerçek bir eğitimmiş,  örnek olaylar kişiler değiştirilerek anlatılmış kitapta.
 
"... Çinliler'in beşbin yıldan beri bu işi bildiklerini anımsayabilirsin. Buna ying-yang adını vermişler.
Biri seni iterse ve sen de onu itersen, büyük ihtimalle sonsuza dek itişirsiniz. 
Karanlık olmadan ışık olmaz.
Karanlık yalnızca ışığın direnci yüzünden vardır. İyi yalnızca kötünün direnciyle var olur ve kötü yalnızca iyinin direnci yüzünden vardır. Yukarı aşağı çekiş yüzünden vardır. Direnci ortadan kaldır, kutuplaşmayı oratadan kaldır, değiştirme çabalarını ortadan kaldır ve vay canına!
Hiçbir şeye sahip değilsinizdir. HİÇ! Ve hiçbir şeye sahip olmadığınızda işte o zaman gerçekten bir şeye sahip olursunuz.
.... Hepimiz iyi olmaya ve kötülükten kaçınmaya inanırsak her şeyin iyi olacağına dair efsaneyi biliyorum. Fakat acı gerçek şu ki, komşusunu öldüren kişi hem iyiye, hem kötüye inanır.
kendi iyiliğine  ve komşusunun kötülüğüne...
İşe yarayan hiçbir şey yapmamaktır. Bunu henüz kavrayamayabilirsiniz ama Taocular dört bin yıl önce bunu biliyorlardı..."
.......
"Kendi yaptığım bir kafeste
Kilitliyim, her gün yarattığım polisler tarafından
Yakalanmışım, içimde nezaret eden yargıçlar tarafından
Mahkum edilmişim, kendi iki kolum tarafından hücreme
Sürüklenmişim,
Zindan, gardiyan ve mahkum
Hepsi bir, kendi içimde , yalnız benim tarafımdan
Hapsedilmiş, kendi çemberimde kendime 
Sesleniyorum, dolaşmış çemberler
Hepsi benim.

Yaratıcıyla karşılaştık ve O biziz..."

.........

İnsan dediğin etkiye tepki mekanizmasıyla çalışan bir makine diyor.
Verdiğimiz tepkilerin çoğu ise hayatımızın ilk 4-5 yılında edindiğimiz 
3 temel dürtüyle şekilleniyor.
1. Hayatta kalma, 2. Yaşadığımız kayıplar ve  
3. Diğer iki etkiyle tetiklenen şeyler...

........

Neyse Luke amca kitabında,
insanoğlunun her şeye hakim olabilme, hükmedebilme, makinalıktan çıkma çabası ahmaklıktır.
Aydınlanma makina olduğunu kabul etmektir diyor.
Bunu bildiğinde yani tepkilerinin hangi etkilerle tetiklendiğini, ya da en azından tetiklendiğini bildiğinde uyanırsın...

.........

"Bir fikir ya da inanç, deneyimi ortadan kaldırır ve deneyimler aleminde yaşamadığınız sürece asla canlı olmayacaksınız..."
.......

Kadın der ki " Önemli sözleri tutmakta bir sorunum yok, ama önemsiz sözleri tutmak için kılımı bile kıpırdatıyorsam ne olayım..." " UYAN. Ne zaman canın bir sözünden caymak isterse, verdiğin o söz anında otomatik olarak önemsiz gözükür. Zihin böyle işler! Biri sana 20 dolar borçlu olsa  bu önemli bir sözdür, ama senin yirmi dolar borcun varsa, sürpriz! bu önemsiz bir sözdür."

........

"Deneyiminizi devre dışı bıraktığınız ve sorumluluğunu üstlenmediğiniz her sefer canlılığınızı kurban edersiniz. Aynı zamanda tekrarlar yaşarsınız.' 

1 Şubat 2012 Çarşamba

Bir Gün



"Hayatı bir süreç olarak kabul edebilme olgunluğu..."
bu cümle kitaptan kafama kazınmış bir cümle...
Bir kadın, bir erkek üniversiteden beri hep birbirlerinin yörüngesinde...
Ama kah gurur, kah adım atan olmayı istememek, kah zamanlama farklılıkları 
nedeniyle bir türlü "aşk"ı  yaşayamadılar...
Yaşayabildiklerinde ise.... 



Yaşamın ve aşkın ertelemeye gelmeyeceğinin en güzel kanıtı bu kitap.
Güzel de bir sevgililer günü hediyesi alternatifi.



LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...